MENTAL DURUM MUAYENESİ

Yazan: Öget ÖKTEM

Son güncelleştirme tarihi: 13.05.2019

 

Mental durum muayenesinde hastanın oryantasyonunu, kendisi ve çevresi hakkındaki bilgisini, güncel olaylardan haberdarlığını, dikkatini, kısa süreli belleğini ve öğrenmesini, uzun süreli belleğini, muhakemesini, aritmetik becerisini, soyutlama-soyutta düşünme becerisini, karmaşık görsel algısını ve yapılandırma becerisini, praksi becerisini gözden geçirmek gerekir.
 

·        Oryantasyon ve kendisi hakkında bilgi muayenesi  için hastaya şu sorular sorulabilir:

-Adı, soyadı

-Adresi (Mental durumu iyi olan hastanın, sokak adını ve kapı numarasını ihmal etmemesi beklenir.) Kendisi spontan söylemese bile, en azından, sorulduğu zaman bunları bilmelidir.

-Yaşı

-Hangi yılda doğduğu 

-Burası neresidir? (Yani hasta örneğin hastanede olduğunun farkında mı?)

-Bu hastanenin adı nedir?

-Burası kaçıncı kattır?

-Şimdi hangi yıldayız?

-Hangi aydayız? (Hasta ay adı yerine, örneğin "Haziran" yerine "6. ay" derse kabul edilir.)

-Bugün günlerden ne?

·        Genel güncel bilgi için de aşağıdaki sorular uygun olabilir:

-Cumhurbaşkanının adı?

-(O günkü devlet rejimine göre başbakan varsa onun adı, yoksa Meclis Başkanının adı, bir önceki Cumhurbaşkanının adı sorulabilir.)

- Hangi parti iktidardadır? Ana muhalefet partisi hangisidir? Başkanının adı nedir?

- Atatürk ne zaman öldü?

- "Ada" deyince nasıl bir şey anlarız?

(Bu sorulara cevapları yorumlarken hastanın kültür düzeyini de gözden kaçırmamak gerekir.)

-Ayrıca hastaya son günlerde Türkiye'de veya dünyada olan ve çok konuşulan önemli bir olay hakkında sorular sorup, bundan haberdarlığı değerlendirilir.
 
 

·        Dikkat muayenesi için, hastanın düz sayı menziline bakılabilir. Hastaya, “Şimdi size karışık bazı sayılar söyleyeceğim. Dikkatle dinleyin! Ben bitirince, bu sayıları aynı sıra ile söylemenizi istiyorum.” denir. Önce 4 sayılık bir dizi ile başlanır. Sayıları söylerken ses tonunu değiştirmemeye ve saniyede bir sayı söylemeye dikkat edilir. Hasta, sayıları başarı ile ve sırasını değiştirmeden tekrarlayabilmişse 5 sayılık diziye geçilir; olmamışsa ikinci bir 4 sayılık dizi verilir, bunu başarırsa 5 sayılık diziye geçilir. 5 sayılıkların birini başarmışsa 6 sayılık diziye geçilir. Hasta, her iki 4 sayılık dizide de başarısız olmuşsa, 3 sayılık bir dizi ile denemek uygun olur.

6-4-3-9    4-2-7-3-1    6-1-9-4-7-3

7-2-8-6    7-4-8-3-6    3-9-2-4-8-7

·        Daha sonra, çalışma belleğini değerlendirmek için hastanın geri sayı menziline bakılır. Hastaya, "Şimdi bunun tersini yapacağız. Size üç sayı söyleyeceğim; bu sefer bunları benim söylediğim gibi değil, benim son söylediğimden başlayıp, sırayla geriye doğru söyleyeceksiniz. Örneğin ben 1,9,5 dersem, siz 5,9,1 diyeceksiniz." denir. Sonra üç sayılık dizilerle başlanır, bunlardan birini yaptıysa 4 sayılık dizilere, bunlardan birini yaptıysa 5 sayılık dizilere geçilir. 4 ve 5 sayılık dizilere geçerken, "Unutmayın, en son sayıdan başlayacaksınız." diye hatırlatmak uygun olur. Hasta 3 sayılık dizilerin ikisini de yapamamışsa, 2 sayılık bir dizi ile denenmelidir.

       2 8 3          3 1 7 9          1 5 2 8 6

       4 1 5          4 9 6 8          6 1 8 4 3

İleri menzil ile geri menzil arasında 1 veya 2 sayı fark olması normaldir. Örneğin ileri menzili 6 olan bir kişinin geri menzili 4 veya 5 olmalıdır. Geri menzil bundan daha düşükse, bu bir çalışma belleği (işleyen bellek-working memory) sorunu bulunduğunu gösteriyor olabilir.

Bazen bunun tersi görülebilir. Örneğin kişinin ileri menzili 5 iken geri menzili 6 olabilir. Bu durum, kişinin dikkatinde bir "dalgalanma" olduğunu veya kolay şeylere yeteri kadar dikkat etmeyip zor olduğunu anladığı şeylere dikkatini verdiğini gösterebilir. Bazen depresyonlarda böyle bir durumla karşılaşılabilir. Duruma dikkatini çekerek kendisine üçüncü bir ileri 6'lı dizi verilerek,  doğru yaptığı görülebilir.

·        Bundan sonra hastanın mental kontrol gücü' ne bakılır. Bunun için hastadan haftanın günlerini tersine doğru sayması istenebilir. Talimatı anlamakta güçlük çeken hastaya, ne istenildiği daha açık anlatılır, eğer gerekiyorsa “pazar-cumartesi-cuma diye geriye doğru söylemenizi istiyorum” şeklinde örnek verilir, ama bu nokta kaydedilir. İsteneni yapmak için hastanın harcadığı zaman, atladığı gün olup olmayışı, orta yerde talimatı unutup günleri düz olarak (ileriye doğru) saymaya geçmesi, çok açıklayıcıdır. Eğitim düzeyi ileri olan hastalar için, ayları aralık ayından başlayarak geriye doğru söylemesi istenebilir.
 

·        Kısa süreli bellek ve öğrenme becerisi’ni kabaca muayene etmek için şu yöntem izlenebilir: Hastaya, “şimdi size 5 tane kelime söyleyeceğim. Bunları öğrenmenizi ve aklınızda tutmanızı istiyorum. İyice aklınızda tutun, çünkü daha sonra, aradan zaman geçtikten sonra belki yine sorarım” denir. (Bu sonuncu cümle, ilerde hastanın uzun süreli belleğini muayene edebilmek için eklenmelidir). “Hazır mısınız? Söylüyorum” dedikten sonra, her kelime arasında 1 saniye durarak ve ses tonunu değiştirmeden, 5 kelime söylenir. Bu kelimeler arasında çağrışım bağı olmamalıdır, bir tanesinin soyut bir kavram olması doğru olur.

Örnek: İnek-Kiraz-Şapka-Yardım-Perde

Hasta kelimelerin hepsini ve doğru sırada tekrarlayamamışsa, kelimeler kendisine bir daha okunur. Bu şekilde 5 deneme yapılabilir. Hasta ilk denemede hepsini söylemişse, bunun uzun süreli belleğe aktarılması sürecini garantiye almak için, kendisine : "Doğru; hepsini söylediniz; ama daha sonra bunları size soracağım için, bunu garantilemek üzere bir kere daha yapalım. Ben bir daha söyleyeyim, siz de bir kere daha tekrarlayın." demek ve bunu yapmak gerekir. Bu ikinci denemede hasta bir kelimeyi eksik söylerse, 3. bir deneme yapmak yerine, "Bir kelimeyi söylemediniz. Neydi ?" diye sorulabilir veya "Bir kelimeyi söylemediniz." diyip örneğin söylemediği kelime “inek” ise, "Bu bir hayvandı." diye ipucu vererek kelimeyi bulması sağlanabilir.

·        Uzun süreli bellek muayenesi burada değil, araya muhakeme, aritmetik, soyutlama ve yapılandırma muayenelerini soktuktan sonra, mental muayenenin en sonunda yapılır. Fakat öğrenme ve bellek bölümünü bir bütün olarak vermek amacı ile uzun süreli bellek muayenesi de burada anlatılmıştır.

Bunu yapmak için hastaya, “Size 5 tane kelime söylemiştim, aklınızda tutun, tekrar soracağım demiştim, hatırlıyor musunuz?” diye olay iyice hatırlatıldıktan sonra, bu kelimeleri söylemesi istenir. Kendisine hiçbir ipucu verilmez, hiçbir yardım yapılmaz. Hatırlamadığı kelimeler için tanıma muayenesi yapmak gerekir. Bunun için hastaya hatırlamadığı kelimeyi bulması için ipucu verilebilir, örneğin "kiraz" için "Bu kelime bir meyveydi." denilebilir veya hatırlamadığı kelimeyi çoktan seçmeli olarak tanıması istenebilir. Bunu yapmak için, her bir kelimeye biri ses açısından biri de anlam açısından benzeyen iki alternatif kelime oluşturulur. Hastaya "şimdi size 3 kelime söyleyeceğim; bunlardan bir tanesi bizim ezberlediğimiz kelime, diğerlerini sizi şaşırtmak için söylüyorum, bizim kelime bu üçünden hangisiydi siz bulun" dedikten sonra "inek" için, “Bu kelimelerden biri şu üçünden hangisiydi; inek-iğne-eşek?"diye sorulur. Hastanın doğru tanıyıp tanımadığı kaydedilir. Beş kelime için verilen alternatif üçer kelime içinde hedef kelimenin yerinin hep aynı olmamasına (örneğin hep başta ya da ortada veya sonda olmamasına) ve bu yerin sırayla değil rastgele değişmesine dikkat edilir. Bir öneri olarak diğer dört kelime için de alternatifler verelim:"kira-çilek-kiraz","şapka-kasket-şarap","yaradan-yardım-ilgi","pencere-perde-pide". 

·        Kısa süreli bellek ve öğrenmenin ardından muhakeme fonksiyonunun muayenesine geçilebilir. Bunun için hastaya:

-“Yolda, annesini-babasını kaybetmiş, üç yaşında bir çocuk görseniz ne yaparsınız?”

-“Yolda bir zarf buldunuz; ağzı kapalı, üzerinde bir adres yazılı, bir de pul yapıştırılmış; ne yaparsınız ?”

-“Ormanda dolaşırken kaybolsanız, yolunuzu nasıl bulursunuz?” gibi sorular sorup cevaplarını değerlendirmek gerekir.

·        Aritmetik Becerisini ölçmek için kendisine:

-5 kere 13 kaç eder?

-65’ten 7 çıkarsa kaç kalır?

-58’i 2’ye bölersek kaç çıkar 

-11 ile 29’u toplarsak ne eder?

diye sorduktan sonra, bir de basit problem verilebilir:

-“Bir gazetecinin 6 tane müşterisi var; müşterilerinin her birinden 25’er lira kazansa, toplam kazancı ne kadar olur?”

·        Bundan sonra, hastanın soyutlama becerisi’ne bakılabilir. Bunun için hastaya bir atasözü verilerek bunun anlamı sorulur. Burada hastanın atasözünü kelime anlamıyla somut olarak mı, yoksa soyut olarak mı yorumladığına bakılır.

Örnek olarak:

“Ağaç yaş iken eğilir”.

Atasözü için hasta, “Çocuk küçükken eğitilir” derse, bu iyi ve soyut bir yorumdur; fakat “Ağaç yaşsa eğilip bükülebilir, ama yaş değilse eğmek istediğimizde kırılır” derse, bu somut yorumdur.

Soyutlama fonksiyonu için “benzerlikler” testi de iyi bir testtir. Hastanın, iki şeyin benzerliğini yorumlaması ve yorumlarının kalitesi, bir soyutlama testi olarak kullanılabilir. Hastaya, “Şimdi size iki şeyin ismini söyleyeceğim; bu ikisi arasındaki farkları göz ardı edeceğiz, farkları düşünmeyeceğiz; bu iki şey arasındaki ana benzerlik nedir, ikisinin temel benzerliği nedir, onu bulup söyleyeceksiniz” denir. Hastaya şu çiftler verilebilir:

Portakal-Muz

Aslan-Köpek

Balta-Testere

Göz-Kulak

Örnek olarak, (portakal-muz) benzerliğinin uygun soyut yorumu “İkisi de meyve” cevabıdır. “Renkleri benzer”, “İkisi de vitaminlidir”, İkisinin de kabuğu var” cevapları birer benzerlik söyler, ama bunlar soyut olmayan niteliksiz yorumlardır. İlk çiftte böyle bir cevap alınırsa, "Biz ana benzerliği bulacağız; portakal ve muz için "ikisi de meyve" diyeceğiz. Bu mantıkla devam edin." diye yardım edip, sonra nasıl yaptığı değerlendirilir. İlerlemiş demanslarda ise hasta “Benzemez” der, ya da “Biri yuvarlak, biri uzun” diye aradaki farkı söyler. Hasta böyle cevap verdiğinde, “Ben farkı değil, benzerliği istiyorum” demek ve uygun soyut yorumu hastaya söylemek, bunun ardından bir sonraki çifte geçerek oradaki benzerliğin ne olduğu sorusunu tekrarlamak uygun olur.

·        Daha sonra hastanın yapılandırma becerisi’ne bakılır. Bunun için önce hastadan “Saatin 11’i çeyrek geçtiğini gösteren” bir saat resmi çizmesi istenebilir. Daha sonra, kendisine bir küp şekli çizilerek, bunu bakarak kopya etmesi istenir.

 

·        Bundan sonra praksi muayenesine geçilebilir. Praksiye iki türlü bakılır. Birincisi, hastanın çok iyi bildiği, otomatik olarak yapabileceği hareketleri, sözlü emirle yapabilip yapamadığına bakmaktır. Örneğin hastaya, "Bana bir asker selamı ver. Asker selamı nasıl yapılır, göster." denilebilir. "Uzakta duran birisini yanına gelmesi için el işareti ile nasıl çağırırsın" denilebilir. "Otobüsle giden bir yolcuyu uğurluyorsun; otobüs hareket etti, güle güle diye nasıl el sallarsın, göster." denilebilir. Hastanın, bu hareketleri yapıp yapamadığına, hem sol el için, hem sağ el için (hemisferleri ayrı ayrı muayene etmek açısından) bakmak gerekir. İkinci tip praksi muayenesi ise, gerçek nesnelerin yokluğunda, o nesneler varmış gibi onları nasıl kullanacağını göstermesi istenerek yapılır. Örneğin hastaya, "Elinde bir tarak tutuyormuşsun farz et; o tarakla saçını nasıl taradığını bana göster." denir. Elinde bir diş fırçası tutuyorsun farz et, onunla dişlerini nasıl fırçaladığını göster." denilebilir. "Elinde bir çekiç var diyelim, o çekiçle nasıl çivi çakarsın, göster." denebilir. İlk emirde hasta tarağı tutuyor gibi yapmaz da parmaklarını tarağın dişleri gibi saçından geçirirse, "Yok, tarağı sapından tuttuğunu düşün ve onunla saçını nasıl tararsın, onu göster." diye açıklık getirilebilir.

 

Bundan sonra da, yukarda sözünü ettiğimiz şekilde, hastanın uzun süreli belleği gözden geçirilir.

Mental Durum Muayenesinin Yorumu

Bu kısa mental muayeneyi, her bir hastada 10-15 dakika içinde uygulamak mümkündür. Demansiyel bir sendromda, yukarda sayılan mental fonksiyonların birçoğunda gerileme vardır; ama bu gerilemenin paterni, yani her bir fonksiyondaki gerilemenin diğerlerine oranı, hastadan hastaya değişebilir. (Örneğin Alzheimer tipi demans başlamışsa, hasta 5 kelimenin tamamını ipucu ile de, çoktan seçmeli kelimelerden seçerek de bulamayabilir; diğer demanslarda 5 kelimenin tamamını kendi hatırlayıp söyleyecek kadar dikkatini iyi kullanamaz ama o kelimelerin hepsini ipucu ile veya çoktan seçme yolu ile bulabilir.)
 
  Oryantasyon ve kendisi hakkında bilgi, demansiyel bir sendromun başlangıç döneminde genellikle henüz sağlamdır. İlerleyen demanslarda ise, hasta önce adresini söyleyememekten başlayarak, adı-soyadı dışında kendisi hakkındaki bilgisini ve zaman oryantasyonunu kaybeder ; “Hangi yıldayız?” sorusuna hastaların bir kısmı “Bilemeyeceğim” derken bir kısmı da “1943”, “1971” gibi hatalı cevaplar verirler. Yer oryantasyonu ise ileri dönemlere kadar korunabilir; eğer konfüzyonel bir durum söz konusu değilse, hasta ancak en ileri dönemlerde bulunduğu yerin hastane olduğunu bilmemeye başlar.

Hastayı değerlendirirken, genel bilgi için olduğu kadar oryantasyon ve kendisi hakkında bilgi için de hastanın sosyal ve kültürel durumunu hesaba katmak gerekir. Örnek olarak, hangi yılda doğduğunu bilmemek köy kökenli, okula gitmemiş kadınlarda, askere gidip bunu öğrenme olanağı da bulamadığından çok normal olabilir.

Dikkat fonksiyonu için, 5 sayılık bir dizinin tekrarı alt normal sınırda sayılabilir. Ama hasta ancak 4 sayılık diziyi tekrarlayabiliyorsa, bu hafif derecede bir bozulma demektir. Giderek bu sayı 3’e düşer; daha sonra hasta hiç cevap veremez olur. İlerlemiş demanslarda bile anlık belleğin (immediate memory) nispeten sağlam kaldığı bilinir; hastanın bu sayıları tekrarlayamaması anlık belleğindeki bozulmadan değil, hastanın konsantrasyon becerisindeki zedelenmeden ileri gelir.

Mental kontrol fonksiyonundaki bozulma da yine hastanın konsantrasyon zorluğuna ve mental iz sürme (zihinden adım adım iz sürme-mental tracing) becerisindeki bozulmaya bağlıdır. Demansiyel bir sürecin henüz başlarında bulunan hastanın, haftanın günlerini tersine söyleyebilmek için büyük çaba harcadığı, çok zorlandığı gözlenir. Önceleri, yanlış yaptığı zaman bunun farkına varan ve düzelten hasta, demansın ilerlemesi ile birlikte bu yanlışı fark etmez olur. Giderek, günleri ileriye doğru sayma alışkanlığının otomatikleşmiş gücüne karşı koyamayan hasta, geriye sayma işleminin henüz başlarında ya da ortalarındayken, hiç fark etmeden günleri ileriye doğru saymaya geçer. Bu sorun mental kontrol bir yönetici işlev (executive function) olduğu için, Alzheimer tipi demanslardan daha önce, diğer demanslarda, örneğin frontotemporal demanslarda görülür.

Dikkati sürdürme de bir “executive” işlevdir ve buna bir dakikada hastanın kaç kelime üretebildiği görülerek bakılabilir. Akıcılık testi denilen bu testte, hastadan belli bir semantik kategoriden kelimeler üretmesi (örneğin 1 dakika boyunca hayvan isimleri söylemesi) istenilerek veya gene bir dakikada belli bir harfle başlayan (örneğin “K harfi” ile başlayan ) kelimeler söylemesi istenilerek bakılabilir. Hastanın kendi yaş ve eğitim düzeyindeki bir normal insana kıyasla daha az sayıda kelime söyleyebilmesi, onun dikkatini sürdürmede ve içsel stratejiler oluşturmada zorlandığını bize gösterir. Bu testte Alzheimer tipi demanslı olgular, K harfiyle daha başarılı oldukları halde, semantik açıdan zorlandıkları için, hayvan saymada daha başarısızdırlar. Dikkatin ve frontal karmaşık dikkatin ön planda bozulduğu demans tiplerinde ise, bunun tersi bir patern görürüz. Hastanın uygun sayıda kelime söylemesine rağmen, kelimelerin büyük çoğunluğunu ilk 30 saniyede söylemesi, ikinci 30 saniyede ise duralayıp ancak çok az kelime ekleyebilmesi de, dikkatini sürdürmede zorlandığını gösterir.

Set değiştirme de gene bir "karmaşık dikkat" işlevidir. Buna da çok kısa bir testle bakılabilir. Hastadan, 1 dakika boyunca "bir meyve ismi-bir insan ismi" söylemesi istenir; kendisine harfin önemi olmadığı, sadece bir meyve adı, bir insan adı söyleyeceği anlatılır. Set değiştirme güçlüğü olan hasta, bir kaç çift doğru söyledikten sonra, meyve isminin ardından tekrar bir meyve söylemek veya insan adının ardından tekrar bir insan adı söylemek gibi perseverasyon yapabilir. Böyle bir zorluk, Alzheimer demansından çok diğer demanslarda, örneğin bir Parkinson demansında veya gene bir frontotemporal demansta karşımıza çıkabilir.

Öğrenme ve bellekte bozulma, Alzheimer tipi demansiyel bir sendromun başta gelen özelliklerinden biridir; hasta uzun süreli bellek kaydı yapmakta güçlük çeker. Demanslarda, başlangıçta anlık bellek tamamen sağlam kaldığı halde, kısa süreli belleğe ait bazı süreçler bozulmuştur; hasta öğrenmekte güçlük çeker, verilen malzemeyi kısa süreli belleğine alamaz ve bu durum verilen malzemenin uzunluğu ve karmaşıklığı ölçüsünde artar. Beş kelimenin bir dinleyişte tekrarı, demans başlangıcının sınırında yer alır, diyebiliriz. Hafif derecedeki bir demansiyel sendromda, bazı hastalar 5 kelimeyi birinci keresinde tekrarlayabilirler. Buna karşılık normal bir insan bir anlık dalgınlık nedeniyle ilk seferinde başarısız olabilir; tekrarlanması isteği ile kelimeleri hastaya söylerken odaya birisinin girmesi, bir yerde ani bir gürültünün olması gibi bir dış uyaran hastanın dikkatini çekmişse, bu noktayı da göz önüne alarak karar vermek gerekir.

Alzheimer demansında olduğu gibi hippokampal sistem tutulduğunda, hastada primer tipte bir bellek bozulması görürüz; yani hastanın bellek kaydı ön planda bozulmuş olur. Kelimelerin öğrenilmesi sürecinde, zor da olsa, tekrarlamalarla çalışarak da olsa, bu kelimeleri kısa süreli belleklerine alabilirler (Hepsini kendileri söylemese bile, ipucu verildiğinde söylemediği kelimeyi de söyleyebildiğini, yani kelimelerin tümünün kısa süreli bellek deposunda olduğunu görebiliriz). Fakat bu hastalar uzun süreli bellek muayenesinde kelimeleri kendileri hatırlamadıkları gibi, ipucu verildiğinde de hatırlayamazlar ya da çoktan seçmelide 3 kelime içinden hedef kelimeyi tanımaları da bozulmuştur. Çünkü yeterli bir uzun süreli kayıt yapamamışlardır. Hippokampal bölgelerin, temporal lobun salim kaldığı bir demans tipinde, örneğin frontal demansta veya diğer demanslarda ise, hasta uzun süreli bellek muayenesinde kelimeleri kendisi hatırlayıp söyleyemediği halde, ipucu verince kolayca hatırlar veya en azından çoktan seçmelide hemen hepsini doğru tanır. Çünkü burada primer bir bellek bozulması söz konusu değildir, hippokampal sistemi salim kaldığı için hasta kelimeleri kaydetmiştir. Fakat hatırlama sırasında gerekli olan aktivasyonu yapacak frontal dikkat sistemi iyi fonksiyon göstermediği için, uzun süreli bellek deposunda bulunan bu kelimelere ulaşamaz, bunları geri getiremez. Yani bu tip hastalarda bellek primer değil, dikkate sekonder bir bozulma gösterir.

Alzheimer demansında demansın derecesine göre, hasta öğrendiği malzemeyi kısa süreli bellek’ten uzun süreli bellek deposuna aktarmakta da, aktarmayı başardığı malzemeyi burada saklamakta da, saklayabildiği malzemeye ulaşabilmekte de derece derece güçlükler çeker. Burada önerilen muayene, bellekle ilgili hangi alanlarda bir bozulma olduğu hakkında yalnızca bir fikir verebileceği için, tereddütlü durumlarda bir nöropsikologdan ayrıntılı bir bellek muayenesi istemek doğru olur.

Muhakeme fonksiyonu, demansiyel sendromun ilk dönemlerinde bozulmaz. Hafif derecede, hatta bazen orta derecede bir demansta hasta henüz muhakeme becerisini koruyabilir. Muhakemedeki hafif bozulmalar demansın orta-ileri döneminde kendini belli etmeye başlar, fakat bundan sonra daha hızlı bir yıkılma gösterir.

Aritmetik becerisi için de benzer bir durum söz konusudur; hafif derecedeki bir demansta hasta yukarıda önerilen aritmetik işlemleri henüz yapabilir. Fakat burada bozulma muhakemedekinden biraz daha erken ortaya çıkabilir; hafif–orta derecede bir demansta hasta bu işlemleri yapmakta güçlük çekebilir. Muhakeme ve aritmetik muayenesi bulgularını değerlendirirken hastanın eğitim düzeyini, mesleğini ve hastalık öncesi kapasitesini gözden kaçırmamak, bu konuda aileden iyi bilgi almak gerekir.

Soyutlama-soyut ve karmaşık kavramlaştırma becerisi ‘nin bozulması, demansiyel sürecin çok duyarlı ve belki de en erken göstergelerinden biridir. Bu bozulma karşımıza bir nitelik bozulması olarak çıkabilir (portakal-muz çiftine “ikisi de meyve” yerine “İkisinin de kabuğu var.” demek, köpek-aslan çiftine “ikisi de hayvan” yerine “İkisi de ısırır.” demek gibi). Daha sonraları hasta arada hiçbir benzerlik görmemeye başlar (örnek olarak portakal-muz için “Bunlar benzemez, biri yuvarlak, biri uzun.” diyebilir). Daha ileri durumlarda, siz her bir çift için benzerlikleri söyleseniz ve farkları bir yana bırakıp bir benzerlik bulmaya çalışmasını ısrarla yineleseniz de hasta her seferinde aradaki farkı söylemeyi sürdürür.

Atasözü yorumlamanın da soyutlama değerlendirilmesinde kullanılabileceği yukarıda belirtilmiştir. Alzheimer demansında, erken evrelerde, hastanın atasözlerini çok iyi ve soyut yorumlarken, ikili benzerliklerde bozulma gösterdiği görülebilir. Çünkü ikili benzerlikler semantik bilgilerin sağlam olmasını gerektirir. Semantik bilginin, sol ağırlıklı olarak anterior temporal bölgelerde oturduğu bilinmektedir. Alzheimer hastası, henüz gerçek "soyutta düşünme" becerisini kaybetmeden, dolayısı ile henüz atasözlerini soyut yorumlayabilirken, anterior temporal kortekse uzanan bir dejenerasyon nedeniyle semantik bilgilerini iyi işleyemediği için, ikili benzerliklerde başarısız olabilir.

Yapılandırma becerisi genellikle Alzheimer tipi demansın orta-ileri dönemlerinde bozulmaya başlar. Bu bakımdan, yukarıdaki bütün fonksiyonlarda çeşitli derecelerdeki bozulmalarla birlikte ise yapılandırma bozulmasının anlamı vardır. Diğer mental fonksiyonlar normal ya da normale yakınken ağır bir yapılandırma bozukluğu, demans gibi yaygın bir serebral hastalığı değil, fokal bir beyin lezyonunu veya ilerleyerek gidiyorsa primer progresif bir görsel-uzamsal işlev bozukluğunu düşündürmelidir. Alzheimer dışı demansların ise bir kısmında yapılandırma becerisinde bozulma daha erken dönemde ortaya çıkabilir. Örneğin frontal sistemi tutan demanslarda yönetici/yürütücü bir işlev olan planlama ve organizasyon bozukluğu nedeniyle hastanın yapılandırması bozuk olabilir. Ya da yaygın Lewy cisimciği hastalığında veya arka sistem ağırlıklı kortikobazal dejenerasyonda olduğu gibi arka bölgelerde atrofiler olan bir patolojide yapılandırma erken dönemlerden itibaren bozuk olabilir.

Alzheimer tipi demanslarda ilk gözlenebilir bozulma, genellikle ikili benzerliklerle bakılan soyutlama becerisinde ve bellekte ortaya çıkar. Daha sonra genel bilgi, aritmetik, muhakeme ve oryantasyon bozulur.

Normal basınçlı hidrosefalide ise ön plandaki bulgu, dikkat ve bellek bozukluklarıdır. Hasta uzun bir süre, iyi bir soyutlama becerisi zemininde özellikle dikkate sekonder tipte bellek bozukluklarından başka bir belirti göstermeyebilir. Bu durumda demansiyel belirtiler uzunca bir zaman sonra tabloya eklenir. 

Alzheimer dışı demanslarda da, ilk belirtiler yönetici/yürütücü işlevlerde, karmaşık dikkat becerilerinde kendini gösterir, bellek iyi olduğu halde “dikkate sekonder” tipte hatırlama güçlükleri görülür.

Apraksi, yani praksi bozulması da iki tipte görülebilir. Hastaya çok bildik hareketleri yapma emri verdiğimizde, hastanın olmadık garip hareketler yaptığını görebiliriz. Asker selamı vermesini istediğimizde, örneğin elini alnının ortasına koyabilir. Ya da giden otobüsün ardından "güle güle" diye el sallama hareketi yerine, kolunu açıp kapamak gibi anlamsız bir hareket yapabilir. Bu tip apraksiyi, en çok Kortikobazal dejenerasyonda görebiliriz.

Nesnenin yokluğunda nesne varmış gibi kullanma becerisine baktığımız hasta, tarağın dişleri yerine kendi parmaklarını saçlarından geçiriyorsa, ya da bizim ikazımıza rağmen, "diş fırçasını sapından tutuyorsun diye düşün" dememize rağmen, diş fırçası yerine parmağını dişlerine sürtüyorsa, buna "beden parçasını nesne gibi kullanma (body part as object)" denir ve bir somutlaştırma gösterir. Bir çok demansta, örneğin Alzheimer demansında görülebilir. Arka bölgeleri tutan demanslarda veya posterior kortikal atrofide, parietal lobların planlama becerisindeki zaaf nedeniyle veya frontal demansta, soyutlama becerisinin bozulması nedeniyle görülebilir.